HER BOŞLUĞU DOLDURMAK MI LAZIM ?

— Hızını arttırarak otoyolda emniyet şeridine giren şoförümüz bize dönerek, “Boşlukları doldurmak lazım yoksa bu trafikte bir yere gidemezsin” diye söylendi.

— İmar Planlama müdürleri İstanbul Taksim Meydanı ve Gezi Parkına şöyle bir baktılar ve: “Bu boşluğu tarihi Topçu Kışlası ile doldurmak lazım! “ dediler…

— Ev hanımı, her türlü mobilya, sehpa, büfe, masa, sandalye, halı ve süs eşyası ile tıka basa dolu misafir odasına şöyle bir baktı ve pencere kenarındaki ufacık boşluğu işaret ederek eşine; “Pencerenin yanındaki boşluğu güzel bir şeylerle doldurmak lazım” dedi.

— İşi gereği yılda birkaç kez Japonya’ya giden işadamı arkadaşıyla kebapçıda sohbet ediyordu: “Ne zaman Tokyo’ya gitsem, aç kalıyorum. Daha doğrusu gözüm doymuyor, Koskoca tabağın içine 3–5 parça yemek koyuyorlar. Neymiş efendim, bu şekilde yemeğin lezzeti daha öne çıkıyormuş. Hâlbuki tabak dopdolu gelince yemesen bile gözün doyar. Tabaktaki boşlukları hiç değilse garnitürle falan doldurmak lazım!“

— Konferansın başlamasına dakikalar kala, organizasyondan sorumlu kişiler, salondaki boş koltuklara endişe içinde baktılar ve: “Personelden insanlara haber verin, gerekirse yoldan adam toplayın! Salondaki boşlukları Başkan ve konukları gelmeden doldurmak lazım!” diye haykırdılar.

— Saatçi tıka basa saatlerle doldurduğu yeni düzenlenmiş vitrinine bir sağdan bir de soldan baktı ve çırağına dönerek: “İşte böyle tüm modellerin sergilenince zengin gözüküyor. Müşteri burada istediğimi bulurum diye giriyor. Vitrindeki boşlukları doldurmak lazım” dedi.