Sıcak bir yaz günü müşterimiz elinde saati ve hayli kızgın olarak mağazaya geldi ve “Suya girmedim ama saatim havadaki nemi bile adeta bir sünger gibi emiyor” dedi. Saati inceledik. 30m/3bar suya dayanıklı yazıyordu kasasında. Olayın nasıl meydana geldiğini sorduk. Mersin’de yaşadığını ve rutubet oranının çok yüksek olduğunu ancak işyerinin ve evinin klimalı olduğunu belirtti. “Tahmin edebileceğiniz gibi saat kasasının içinde hava mevcuttur. Dolayısı ile uzunca bir süre klimalı ortamda kalındıktan sonra birdenbire 35–40 derecelere çıkıldığında ısı farkından ve kolumuzun hararetinden nadirde olsa böyle bir durum oluşabilir. Bu yüzden dalgıç saatlerinde bile sıcak su ile duş alınmaması veya saunaya girilmemesi tavsiye edilir” dedik. Saatinin isterse servisimizde bakılabileceğini de belirttik. Müşterimiz pek ikna olmuş gibi görünmese de saati servisimize bakım için bıraktı.
Kol saatlerinin su geçirme problemleri, bu konudaki çözüm arayışları ve tarihçesi hakkında bildiklerimi bu vesileyle sizlerle paylaşmak istiyorum.
Su ve toz, şoklar ve mıknatıslı alanlar kol saatinin en çok etkilendiği hususlar olmuştur. Şoklar, “Incabloc” denilen bir sistemle büyük oranda çözülmüş, mıknatıslı alanlardan etkilenme ise mıknatıstan en az oranda etkilenen veya hiç etkilenmeyen malzemelerin zaman içinde saat mekanizmalarında kullanılmaya başlaması ile halledilmiştir. Su geçirme sorununa çözüm arayışının kökleri ise Rolex’in kurucusu Hans Wilsdorf ve 1927’de piyasaya sürdüğü ünlü Rolex Oyster kasalı saatlere dayanır.
Rolex’in kurucusu Hans Wilsdorf
İsviçreli saat ustası François Borgel, 1891 yılında saat kasalarının vidalı yapılması konusunda ilk patenti aldı. Borgel’in patentli kasasında, saat makinası ve kadranı, vidalı olan bir bezelle yalnız üst taraftan açılan monoblok bir kasanın içine monte edilmekte ve saatin üst çerçevesi kasaya vidalanarak toza ve suya dayanıklılık sağlanmaktaydı. 1920’lerde birçok saat firması bu sistemi kullanıyordu. Fakat sistemin önemli bir açığı vardı. Saatin ayar kolu (tepe) dediğimiz kısımdaki delik, suya ve toza karşı korumasızdı.1925 yılında gene İsviçreli iki saat ustası Paul Perregaux ve Georges Peret, vidalanan tepe (ayar kolu) sistemini buldular ve patentini aldılar. Rolex’in sahibi Wilsdorf bu iki sistemi birleştirdi ve böylece ortaya Rolex Oyster kasa çıktı.
1927 yılında Mercedes Gleitze, İngiliz Kanalı’nı yüzerek geçen ilk yüzücü oldu
ve kolunda da Rolex Oyster vardı.
Tercümesi istiridye olan Oyster modelinin suda adeta bir istiridye gibi hayatına yani çalışmasına devam edeceği anlatılmak isteniyordu. Oyster, kısa zaman içinde çok başarılı oldu ve Rolex’in bir dünya markası haline gelmesinde başrolü oynadı. Bunu 1930’larda Cartier’in Pascha, Omega’nın Marine model ve tasarımları takip etti.
Omega Marine 1932 Masterpiece
İkinci dünya savaşı sırasında saatler artık çok gerekli ve askerin bir teçhizatı haline gelmişti. Bilhassa deniz kuvvetlerinin dalgıçları arasında Rolex ve Panarei saatler bu şekilde kullanıldı ve dizayn edildi. Bu saatler günlük kullanım için çok büyük ve kaba olarak görüldüler ve pek tercih edilmediler.
1953 yılında Rolex, bir ikon olarak kabul edilen ve insanların kollarında günlük hayatta da zevkle taşıyabilecekleri aynı zamanda suda da kullanabilecekleri 100m/10bar suya dayanıklı Rolex Submariner’i piyasaya sürdü ve çok ticari olan bu saatiyle büyük başarılar kazandı.
İlk Rolex Submariner
Günümüzde spor saatlerin çoğunda vidalı arka kapak ve tepe sistemi bulunuyor. Su geçirmezlik bazı özel derin deniz dalgıçları için dizayn edilen modellerde 1000m/100 bara bile ulaştı. Ancak netice itibarı ile gene bu sistemlerde bile su geçirmezlik özelliği arka kapak contası, tepe contası ve cam contası dediğimiz plastik bir conta sayesinde destekleniyor ki bu contaların da bir ömrü var. Saatinizin muhakkak bakımdan geçmesi ve bu contaların zaman içinde değişmesi ve bilhassa dalgıç saatlerinde su geçirmezlik testinin doğru yapılması gerekli.
Kıssadan hisse, saatinizle hiçbir zaman sıcak suya veya saunaya girmeyiniz. Suya karşı özel dizayn edilmiş spor saatler dışında saatinizi sudan kollayınız.
1224 defa okundu
9,667 total views, 1 views today
Benzer Yazılar
saatler hakkinda hic bilmedigim bir nokta idi, bilgilendim ve keyifle okudum.